e-posta

trendpinari@gmail.com

28 Mart 2011 Pazartesi

Bu Bahar Biraz Değişiklik Yapın!

Alışkanlıklarınızdan vazgeçin, takıntlarınızdan uzaklaşın, etrafınıza değişimin kokusunu yayın!

Atalarımız bilip de söylemişler; "Tebdil-i mekanda ferahlık vardır" diye.. Vücudunuzda, evinizde, kıyafetlerinizde, takılarınızda, okuduğunuz kitaplarda, dinlediğiniz müziklerde, gittiğiniz mekanlarda küçük değişikliklerle büyük farklar yaratın!

EVİNİZ:



Her şey çok mu düzgün, çok mu sıradan? Sıkıldınız mı? Yoksa böyle mi seviyorsunuz? Öncelikle şunu unutmayın, her şeyin sıradan ve sürekli olduğu bir dünya insanın kimyasına aykırıdır, adaptasyon gücünüzü elinizden alır.. Bir mobilyanızı canlı bir renge boyayın, vurgulamak istediğiniz bir köşeye şöyle afili bir obje alın, pencere önünüzü renkli çiçeklerle süsleyin, duvarlarınızın rengini değiştirin, yeni bir yemek takımı alın.. Bütçenize uyan herhangi bir değişiklikle baharın gelişini kendinize ve etrafınıza müjdeleyin..

DOLABINIZ:



Hepimiz alışveriş delisiyiz; bir sürü şey alıp, onları etiketleriyle kaç sezon dolaplarımıza hapsediyoruz, farkındayız.. Bazen çok üzülüyorum; insanlar bunlara ihtiyaç duyuyorlar, ya da bunların alındığı paralarla aylarca yaşamlarını sürdürebiliyorlar diye.. Sorup soruşturuyor, ihtiyacı olan insanları buluyor ve üzerime olmayan, sıkıldığım veya hiç giymediğim kıyafetlerimi bağışlıyorum.. Haydi siz de hem kendinizi ve dolabınızı rahatlatacak hem de başkalarına yardımcı olacağınız bu işi bir an önce halledin, gardroplarınıza bahar detoxu yapın!

KOKUNUZ:



Eskiden tek bir parfüme takılır, şişe şişe alır, hep aynı kokardık.. Tamam, iyi, güzel.. İnsanlarbu kokuyu duyduğunda akıllarına siz geliyosunuz, o koku imzanız oluyor, alıştığınız, sevdiğiniz bir şeye bağlanıyorsunuz.. Fakat günümüz kozmetik dünyasında ekiden var olan sınırlara yer yok! Yepyeni bir parfüm deneyin bu bahar, size gerçekten baharın geldiğini hissettiren kokular sinsin üzerinize.. Hem etrafınızı şaşırtın hem de tazelenin..

KIYAFETLERİNİZ:



Burada daha önce bu sezonun trendlerinden bahsetmiştim.. Yazıyı tekrar okuyun ve size en uzak olan, asla uygulayamam dediğiniz trendi bulun. Üzgünüm, uzak durun demeyeceğim, balıklama dalın! Benimkini merak mı ediyorsunuz? Turuncu!

MÜZİK:



Hiç dinlemediğiniz ya da pek hoşlanmadığınız br müzik türü seçip 10-15 parçayı CD yapıp arabanızda dinlemeye çalışın, bilgisayarınıza, telefonunuza veya MP3 Player'ınıza atıp yürürken dinleyin.. Başlarda zor oluyor tahammül etmek ama bir yerden sonra adapte oluyorsunuz.. Şöyle de düşünebilirsiniz: dğişikliklere kapınızı açtığınızda hayatta karşınıza çıkan farklılıkara daha kolay uyum sağlarsınız..

KİTAP:



Bu bahar öncelikle klasik veya enstrümantal müziklerle birlikte bir kişisel gelişim kitabı okuyun, hiç duymadığınız şeyler öğrenin, eksik kalan yanlarınızda ilerleyin, kendiniz için hayat ve gelişim hanenize bir "+" ekleyin..

Bunların yanı sıra tarzınız olmayan bir kitaba yönelin; biyografi okuyup "ben olsaydım ne yapardım?" deyin, aksiyon okuyup adrenalin salgılayın, komik bir şeyler okuyup gülün.. Ne yaparsanız yapın, kitaplardan uzaklaşmayın..

VÜCUDUNUZ:



Fazlalıklarınız mı var? Zayıflayıp vücudunuzun ve sağlklı olmanın hafifliğini yaşayın! Bir yeiniz küçük mü göründü gözünüze? Spor yapıp geliştirin, duruşunuzu düzeltin, saçlarınızı değiştirin, sağlığınızdan endişheleniyorsanız bir doktora görünün! Estetiğe karşıydım ama çevremde bir çok kişinin estetik operasyonlardan sonra kendisine nasıl güvenmeye başladığını görünce; insanın beğenmediği veya kusurlu bulduğu, takıntılı olduğu yerleri çok abartmadan değiştirmesine ılımlı yaklaşmaya başladım..

ETKİNLİKLER:



Çok cool takılmanız gereken bir hayatınız olabilir ama bu, depresyona açık kapıdır, unutmayın! Gidin bir Serdar Ortaç konserine, atıverin göbecikleri bakın bir şeyiniz kalıyor mu? :)) Hayatınızda hiç yapmadığınız şeylere yönelin! Bir opera deneyiminiz olsun mesela.. Veya arkadaşlarınızla toplanıp, Go-kart'a, paintball'a gidin.. "Şunu da yapmadan öldüm" demeyin öbür tarafta!

O hep takıldığınız yerlere değil de yürürken gözünüze çarpan o şirin ve farklı mekana girin.. Kendinizi şımartın, yapmadığınız şeyler yapın, ön yargılı olmayın.. Hoşlanmayacağınızı düşündüğünüz şeyi yaptıktan sonra pişman olsanız bile "Hiç olmazsa denedim" dersiniz en fazla.. Kimbilir belki de bu deneyiminizde yıllar sonra bile gülümseyerek hatırlayacağınız anlar kazınır belleğinize.. Ya da herkese anlatıp kahkahalar atacağınız absürd şeyler gelebilir başınıza.. Ne olursa olsun, denemeden bilemeyiz, değil mi?

Hiç yorum yok: