Ekranların En Şık Erkeği: Chuck Bass!

Fotoğraflar ne zamandır masaüstümde duruyor.. Sürekli yazacağım şeyler değişiyor.. Aslında benim pek bir şey yazmama gerek yok.. O Chuck Bass.. Hafızalara kazınan repliğin sahibi.. "I'm Chuck Bass!".. Ne kadar yakışıklı olursa olsun, ne kadar güzel giyinirse giyinsin, kıyafeti taşıyamayan, kendine güveni olmayan ve duruşuyla bunu destekleyen bir erkeğe şık diyemeyiz.. Diziyi izleyenler bilir, o bir fenomendir.. En kötü kıyafetiyle bile öyle bir salınır, öyle bir konuşur ki, gözlerinizi alamazsınız.. Neyse ben kısa keseyim bayanlar bir kez daha uzun uzun baksın, beyler ilham alsın..



Prada Shoes FW/11-12'de De Çok Renkli!

Prada yeni sezon ayakkabı koleksiyonunu, kışın da içimizi ısıtacak renklerle görücüye çıkarttı.. Geçen kış Louis Vuitton'un tekrardan hayat verdiği sivri burun trendinin bu sezonki öncüsü Prada.. Leopar ise her sezon hayatımızda olacak sanırım.. Yazın dolgu topuk trendi de leoparla yeniden yorumlanmış.. Yılan derisi detaylar muhteşem olmuş, ne dersiniz? Enjoy it!

..trend Pınar'ı.. Yine Tatilde!

Biliyorum bu yapış yapış sıcak havalarda işe gidip gelen, geceleri uykuya hasret olanlar var aranızda ve bana gıcık oluyorsunuz, onun da farkındayım, ama inanın bu günleri çok bekledim! Bu sefer istikamet Antalya.. Bodrum'dan sonra pek çekilmeyecek ama olsun, minik aşkımı görmeye gidiyorum.. Çok sıcak olduğundan dışarı bile çıkmayacağım sanırım, malzeme de toplayamayacağım anlayacağınız, olsun öyle de böyle de Antalya'ya gidiyorum birazdan..

Tatil Kombinleri..

Tatil deyince hepimizin aklına dinlenmek ve eğlenmek geliyor, değil mi? Rahatlık da istiyoruz biraz.. Valizimiz tıka basa dolu olmasın, kıyafetlerimiz de şık ama rahat olsun istiyoruz.. Gündüz deniz için şort+tank top veya etek+tank top ideal bir seçim.. Olmadı askılı mini bir elbise.. Şıpıdak terliklerimizi de unutmamak gerek.. Akşam bir mekana uğramayı düşünmüyorsanız aynı kombinlere başvurabilirsiniz.. Sandaletlerinizi alıp deniz kenarında yürüyüş yapabilirsiniz.. Yok ben her gece kopacağım diyorsanız, elbiseler tek hamlede hayat kurtarıyor.. 2 ya da 3 çift de topuklu ayakkabı alırsanız yanınıza, tadından yenmez.. Bir de gündüz taşıdığınız kocaman plaj çantalarından sonra clutchlar ilaç gibi gelecektir.. Ben çok özenmedim bu tatilde, çünkü kasılmaya değil rahatlamaya gittik.. Çok eğlendik ve bence şık ve rahattık da..

PS: Ayrıca tatile giderken çok sevdiğiniz ve değerli eşyalarınızı götürmeyin derim, çalınır kaybolur, üzülürsünüz..

Catamaran Night

Bluz: Stradivarius

Etek: Stradivarius

Clutch: İnci

Ayakkabı: Deichmann

Bodrum Marina & Kahve Dünyası & Marina Yatch Club

Bluz: Annemin arkadaşının hediyesi

Etek: Stradivarius

Clutch: İnci

Ayakkabı: Deichmann

Casa Del Sol Night

Bluz: Stradivarius

Etek: Stradivarius

Clutch: Sinem

Ayakkabı: Sinem

212 Live, Hakan Altun'a Gider İken :))

Elbise: Milano'dan ama marka hatırlayamadım..

Clutch: Sinem

Ayakkabı: Sinem

Bodrum Kalesi

Tank Top: Aps

Etek: Stradivarius

Çanta: Sinem

Sandalet: Sinem

Red Lion Night

Elbise: Cherry Store

Clutch: Sinem

Ayakkabı: Sinem

Alışveriş..

Elbise: Cherry Store

Clutch: Sinem

Sandalet: Sinem

Ve Dönüş Yolu.. L'ambiance

Bluz: Gamoşumun Hediyesi

Şort: DKNY

Sandaletler: Sinem

Ve Bodrum Rüyası Biter..

Yokus basina geldiginde Bodrum'u goreceksin,
Sanma ki sen geldigin gibi gideceksin..
Senden oncekiler de boyle idiler,
Akillarini hep Bodrum'da birakip gittiler..

Ne kadar da doğru söylemiş Halikarnas Balıkçısı..

24 saat uyanık, ama yorgun değil huzurlu.. İnsanların tası tarağı toplayıp gidip yerleştiği kadar var.. Nasıl anlatsam nerden başlasam diyorum ben de; Bodrum Bodrum..

Öncelikle otelimizden bahsedeyim; Latanya Beach Resort. Denizi mavi bayraklı, tertemiz, serin ve muhteşemdi.. Yemeklerimiz de harikaydı ama sürekli "bir şey saati" bizi mahvetti.. Pizzası, waffleı, pişisi, pidesi, meyvesi, dondurması derken göbeğimde bir genleşme meydana geldi :)) otel merkeze 15 km uzaklıkta ve kapının önünden minibüsle çok kolay bir şekilde Bodrum atmosferine katılabiliyorsunuz..

Bodrum Cafe'nin Türk kahvesine ve yanındaki suyla servis edilen damla sakızına bayıldık! Bütün gün hasretini çektiğimiz şey, bol köpüklü, şekerli bir Türk Kahvesiydi..

Bi gece Hakan Altun'a gittik.. 212 Live'daydı.. Kendisini pek dinlemişliğim yoktur.. Sevmem de diyebilirim ama uzun zamandır hiç eğlenmediğim kadar eğlendim.. Sahnesi muhteşemdi ve ben bu kadarını beklemiyordum.. Bir ara ayakkabılar çıktı.. Artık siz düşünün halimizi..

Yat maceramız da var tabii.. Önceden deniz best of'um Fethiye iken (ki sürekli denizinin Pepsi Blue rengi olduğundan bahsederim) şimdi bütün tabularım  yıkıldı, yerlerde.. Bodrum'un muhteşem koylarını gezmeden, her birinde uzun uzun yüzmeden gelmeyin.. Cesaretiniz varsa Meteor'dan atlayın, Akvaryum'un güzelliğini önce uzun uzun tekneden izleyin, sonra kendinizi o muhteşem doğa harikasının serinliğine bırakın.. Miami'yi aratmıyor ve gözümün önünden gitmiyor..

Dikkatimi çeken bir başka şey de "Evli, Mutlu, Çocuklu".. Demet Akalın'ın bunun üzerine ne hitleri çıktı ama nereye gidersek bu şarkı çalıyor.. Evren bize bi mesaj gönderiyor sanıyorum :))

Bodrum kalesini de gezmeden dönmek olmazdı.. Manzarası da Bodrum evlerinin bir arada ve çok güzel görülmesini sağlıyor.. Biraz temizlik açısından eksikleri vardı ama manzarayla ilgilenmekten pek gözünüze çarpmıyor..

Kaleden sonra vaktimiz kısıtlıydı ama denize girmeden de olmazdı.. Bianca Beach'i duymayan kalmamıştır.. Biz de bi keşfe çıkalım dedik.. Bembeyaz tertemiz bi yer.. Damsız almıyorlar.. İnsanlar hep seçilmiş belli ki.. Hiçbir şeyden rahatsız olmuyorsunuz.. Deniz harika.. Yiyip içiyoruz.. Yemekler de çok güzel.. Demet Akalın da oradaydı.. Kızkıza sohbet muhabbet.. 6'da hesaplar kapanıyor, toparlanmaya başlıyorlar.. Biz kalkmamakta direniyoruz :)) Akşam myPiyasa konseptine geçiliyor.. Kaliteli bir mekanda güzel bir denizle buluşmak istiyorsanız doğru adres..

Gece ise biraz müzik dinleyip bir şeyler içmek isterseniz tavsiye edebileceğim yerler; Fink, Helva, Küba, Vittoria, Catamaran, Marina Yatch Club (gittiğimiz akşam Fatih Erkoç vardı, o klasiklerden kimse sıkılmadı)..

Bodrum'da hoşuma giden bir başka şey de; "kaldırımlar yayalar içindir" sloganı.. Yollar tek şerit ve kaldırımlar çok geniş.. Yürüyerek Bodrum'un keyfini çıkartmak için ideal..

Barlar sokağında barlardan çok hediyelik eşya dükkanları var.. İncik boncuk, biz kadınların gözünü alamadığı süs eşyalarıyla birleşince cıvıl cıvıl rengarenk vitrinler çıkıyor ortaya.. Ayrıca Marina'da da büyük markaların mini butikleri var, çok sevimliler..

Bodrum'un bir başka simgesi de deri sandaletler.. Nasıl rahatlar anlatamam.. Ben düzleri yerine zincirli boncuklu olanlarından tercih ettim.. Bir de Eda Taşpınar modeli vardı ki denemeye kalktım.. Tek tek kemerleri bağlamanız gerekiyor ve benim o kadar boş vaktim yok :))

Güzel Sanatlar Fakültesi'nin yanındaki standlara da bi göz atın, eşinize dostunuza şık hediyeler alın.. Tabii kendinize de bir Bodrum hatırası..

İnanın rüya gibi ve çok hızlı geçti.. Günü 48 saat yaşadık, uykusuz kaldık, çok yorulduk ama yine de yetmedi.. Biz de aklımızı Bodrum'da bıraktık..

E Bi Tatili Hakettim :))

Size bu yazın bütün trendlerini haber verdim vee bi tatili hakettim sanırım.. Unutacağım sanmayın bu bembeyaz evlerin arasında gezinirken, denizin kumun güneşin tadını çıkartırken, Bodrum kalesine tırmanırken, begonvillerin renklerine tekrar tekrar aşık olurken, Limon'da güneşin doğuşunu seyrederken hep aklımda olacaksınız :)) Beni ve sürprizlerimi bekleyin, zapping yapmayın :))

Bu arada yazıyı okuyan herkes tanıdığı tüm renkli ve şık erkeklere duyursun: En güzel kombinlerini fotoğraflayıp dönüşümü beklesinler!

Adriana Lima for Blumarine Fall 2012

Fazla söze gerek yok, ne dersiniz?

Trend: Şapkasız Çıkmam Abi!

Asaletin sembolü ne diye sorsalar; ne o nişanlar, ne ünvanlar, ne taçlar.. Asaletin sembolü şapkadır sayın okur! Ve onu doğru kombinleyip taşıyabilen insan asildir! Siz bakmayın Royal Wedding'deki çılgın şapkalara.. Güzel bi şapkanız olsun mutlaka.. Sizlere bir sürü örnek kombin.. Deneyin, geliştirin.. Hazır güneş kendisini fazlasıyla hissettirip, iyice yaklaşmışken yarım küremize.. Soğuk kış günleri de bizi bekliyorken.. Ne demişler? Kafayı serin, ayakları sıcak tutacaksın :))